24 Ekim 2015 Cumartesi

Zihin Kontrolü Nasıl Yapılır?

Merhaba arkadaşlar bu yazımızda zihin nedir ? , zihin kontrolü nasıl yapılır  ? gibi soruların cevaplarını vericeğiz.
Zihnimiz 7/24 ara vermeden çalışan bir fabrika gibidir. Peki bu fabrika sürekli kötü şeyler üretmeye yarıyorsa napıcaksınız ?.
Eğer bu fabrikanın patronu olursanız yani hakimi olursanız onu düzeltme adına çalışmalar yaparsınız. İşte aynı bu şekilde zihnimiz hep kötü ve negatif şeylere doğru çalışır tabi biz zihnimizi kontrolümüz altına alanana kadar. Farkettinizmi bilmem ama hep yanlız kaldığımızda veya boş kaldığımızda eski anılar veya kötü olayları hatırlarız çünkü zihnimizi kontrol edemiyoruzdur. Olaya genel olarak baktığımızda zihin kontrolü ele almadığımız her dakika hayattaki ;
-Mutluluğumuz
-Huzur
-Kalite
-Başarı
-Kazanılan deneyimler
gibi şeyleri yavaş yavaş kaybetmeye başlarız ki hiç bir insan bunu istemez. Bu yüzden zihin kontrolünü önemsemeli ve kontrol etmeyi ihmal etmemeliyiz.
Gelelim zihin kontrolümüzü sağlamak için neler yapmamız gerektiğine madde madde yazıcak olursak ;
- Karanlık ve sessizlik hakim olan bir odada yere oturun ve 2,3 dakika boyunca bilinçli bir şekilde solunum yapmaya odaklanın.
- Dikkatinizi olabildiğince güçlendirin ve sürekli devam ettirin.
- Zamanla aynı paralelde akmasını ve süreklilik kazanmasını sağlayın. Her an'ınızın ve her nefesinizin içinde olduğunu hiistedin.
- Şimdi ise sağ dizinize sağ elinizi, sol dizinize sol elinizi koyarak rahatlayın ve dinlenin.
- Nefes alırken düşüncelerinizin akışına dikkat verin.
- Geçmişe veya gününüze ait bir düşünce geçerse zihninizden, sol elinizi,sol dizinize hafifçe vurun ve anınızın farkındalığını,düşünceyi hatırladığınızı kendinize gösterin.
- Eğer bu düşünceden hoşlanmadıysanız, Onu zihninizde döndürürken aynı zamanda zihninizle konuşun. Onun geçmiş bir durum olduğunu birdaha olmıyacağını kendinize söyleyin. Bunu kabul ettiğiniz zaman bu düşünce yok olacaktır.
- Ne zaman gelecekte yapacağınız bir işi zihninizde düşünürseniz, bu sefer ise sağ elinizle sağ dizinize vurucaksınız. Onu tanıdığınızı kendinize gösterin.
- İçinizde bulunduğunuz ana tamamen odaklanırsanız eğer kendinize vakit ayırın ve gülümseyin.
İçinizden mutlu cümleler kurun ve şu sözü tekrarlayın. ' Buradayım ve mutluyum.... Buradayım ve mutluyum '
Bu gibi cümleler insan zihnini olumlu etkiler ve emin olun bir çok işiniz kısa zamanda yoluna girecektir.

Türkiye'nin İlk Füzesi

Merhaba arkadaşlar bugün Türkiye'nin ilk füzesi konusunu işliyeceğiz.
Türkiye İlk kendi füzesini 1962 yılında yine kendi olanaklarıyla imal etmiştirç Bu füzenin fırlatışları törenlerle yapıldı. Bu fırlatışta başarılı olundu ancak bu füzeden bir daha kimse bahsetmedi çünkü Füze 1 metre 33 santimetre boyunda ,1 kilo 500 gram ağırlığındaydı. Füzenin üzeri Türk Bayrağıyla kaplıydı. Türkiyenin ilk füzesini alevler aldı. Bu füze 19 eylül 1962 yılında İstanbul/Ümraniye'de fırlatıldı. Bu füzenin yapımcısı ermeni asıllı bir türk vatandaşı olan Kirkor Divarcı'ydı.
Fakat evinde nedeni belli olmayan bir yangın çıkması sonucu tüm projeler yanmış, kül olmuştu. Olay o günden bu güne kadar tamamen faili meçhul bir hal aldı.

Preveze Deniz Savaşı

Merhaba arkadaşlar yine sizlerle birlikteyiz bu yazımızda Osmanlı'nın ilk deniz savaşı olan Preveze Deniz Savaşı'ndan bahsedicez.
Barbaros Hayreddin Paşa'nın kumandasındaki Osmanlı donanmasıyla,Andrea Doria kumandasındaki haçlı donanması(Ceneviz,Venedik,Papalık,
Malta,Portekiz donanmaları)arasında yapılan Preveze Deniz Savaşı Osmanlı tarihinin ilk deniz savaşıdır. Bu savaş Preveze'de 28 Eylül
1538 de yapılmıştır.
Mohaç Zaferi'nden 12 yıl sonra Kanuni Sultan Süleyman zamanında kazanılan Preveze Deniz Savaşı,Türk ordusunun denizlerde de gücünün
sınırlarını aştığını,ulaştığını kanıtlayan bir deniz savaşıdır.Türk ordusu Mohaç'ta bütün birleşik Avrupa ordularını yendiği gibi,
Türk donanması da birleşik Avrupa donanmasını Preveze'de yenilgiye uğratmıştır.
Barbaros Hayreddin Paşa, kaptan-ı derya olarak Osmanlı devletinin hizmetine girdikten sonra Türkler ile Avrupa devletleri arasındaki
deniz savaşları ciddi anlamda şiddetlendi.  Osmanlı donanması Balear adalarını tahrip etti (1535); Ege denizinde Venedik’in elinde
bulunan adaları ele geçirdi; Girit’teki pek çok kale ve köyünü yağmaladı. Bunun üzerine Carlo V ve Papa’nın teşvikiyle İspanya,
Venedik, Portekiz, Malta, Floransa donanmaları Türklere karşı birleştiler. Meydana gelen donanmanın başına Andrea Do'na getirildi.
Barbaros’un karşısında başarılı olamayan Andrea Doria, o zamanın geleneklerine göre büyük bir şerefsizlik sayılan bir şekilde
amirallik fenerini söndürerek kaçtı. Venedik, Preveze yenilgisinden en çok zarar gören ülke oldu. Savaştan sonra Osmanlı devletiyle
yaptığı barış antlaşmasıyle Mora ve Adriya kıyılarında elinde bulunan kaleleri ve Barbaros’un ele geçirdiği Ege denizi adalarını
Osmanlı devletine bıraktı.Savaş tazminatı olarakda 300.000 altın vermek zorunda kaldı.
Savaş Hazırlığı ve Seyri
Avrupa devletlerini telaşa düşüren nokta Akdeniz'in bir Türk gölü haline gelmesi olmuştu. Çok büyük bir donanma hazırlayan Karl V
'nin yanında bütün Avrupa devletleri hazırlanan Haçlı donanmasına askerleri ve gemileriye katıldı. Donanmanın başına da Venedikli
kumandan Andrea Doria getirildi. Haçlı donanmasında 600 gemi, 3000 kadar top, 60.000 asker vardı.
Türk donanması 122 parça gemiden oluşuyordu. Komutasını Barbaros hayrettin(Kaptan-ı derya) Paşa yönetiyordu. Oğlu Hasan Reis yanında
sağ kanatta Salih Reis,Sol kanatta Şeydi Ali Reis, yedektede Turgut Reis bulunuyordu.Türk donanması Haçlı donanmasından beş kat daha
az olmasına karşılık manevra ve ateş üstünlüğü vardı.
o sırada seferde olan Kanuni'ye Büyük zafer anlatıldı, bu haber Barbaros'un oğlu Hasan Reis tarafından müjdelendi ve savaşın ayrıntıları
anlatıldı.Kanunî, bütün imparatorlukta şenlik yapılmasını emretti. Preveze Zaferi bugün de Türk denizcilik günü olarak kutlanır.

Osmanlının Toprak Sistemi

Merhaba arkadaşlar bu yazımızda Osmanlı devletinde toprak sistemini,toprak yapısını anlatıcağız.
Osmanlı devletinde toprak sistemi nedir?
Osmanlı; Osmanlıca'da adı "Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye" olan 1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk ve İslam devletinin
adıdır. 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğudurosmanlı devletinde toprak sistemi Devlet; Bir ülkede, bir hükümete ve ortak
kanunlara bağlı olarak yaşayan bir milletin veya milletler topluluğunun meydana getirdiği siyasi varlığa verilen isimdir.Toprak; Yer
yüzünün, üzerinde bitkiler yetişen ve kayaların, taşların parçalanması ve bozunmasiyle meydana gelen en üst tabakasına verilen isimdir.
Sistem; Yol, yöntem anlamına gelmektedir.
Osmanlı devletinde toprak sistemi; 1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk ve İslam devletinde toprak adı verilen
yeryüzünün, üzerinde bitkiler yetişen ve kayaların, taşların parçalanması ve bozunmasiyle meydana gelen en üst tabakasının paylaşılması
ve yönetilmesini içeren sisteme verilen isimdir.
Osmanlı devletinde toprak sistemi;
1. Miri arazi
2. Mülk arazi'den oluşmaktadır.
Miri arazi
1. Fetihle alınan topraklardır.
2. Mülkiyeti devlete aittir.
3. Kişiler bu topraklar üzerinde kiracı konumundadır.
4. Mülkiyeti satılamaz, devredilemez ve kiralanamaz. Ancak kullanım hakkı miras bırakılabilir.
Miri arazinin bölümleri
1. Dirlik arazi
2. Mukataa arazi
3. Paşmaklık arazi
4. Malikane arazi
5. Yurtluk arazi
6. Ocaklık arazi
7. Vakıf arazi
8. Metruk arazi
9. Mevat arazi
Dirlik arazi
1. Miri arazinin en önemli bölümü dirlik olarak ayrılmıştır.
2. Bu araziyi ekip biçenler devlete ödemeleri gereken vergiyi hükümetin göstereceği memurlara ve sipahilere öderlerdi. Böylece
devlet hazinesinden memur ve sipahi maaşları için para çıkmamış olurdu.
3. Dirlik arazi gelirine göre üçe ayrılmıştır. Bunlar; Has, Zeamet ve Tımar'dır.
Has
1. Yıllık geliri 100.000 akçeden fazla olan dirliklerdir.
2. Bunlar padişahlara, şehzadelere, divan üyelerine, beylerbeylerine ve sancak beylerine verilirdi.
3. Has sahipleri dirliklerin 5000 akçesini kendilerine ayırırlar, geri kalan 5000 akçe için atı, silahı olan ve savaşa hazır durumda
 bulunan cebelü(atlı asker) beslerlerdi.
Zeamet
1. Yıllık geliri 20.000 akçe ile 100.000 akçe arasında olan dirliklerdir.
2. Zeamet orta derecedeki devlet memurlarına, hazine ve tımar defterdarlarine, alay beylerine, kale dizdarlarına ve divan katiplerin
e verilirdir
3. Zeamet sahibi ilk 5000 akçe hariç sonraki her 5000 akçe için cebelü beslemek zorundaydı.
Tımar
1. Yıllık geliri 3000 akçe ile 20000 akçe arasında olan dirliklere tımar denirdi.
2. Tımar sahipleri gelirlerinin 3000 akçesini kendi geçimlerine ayırırlardı. Buna kılıç tımarı denilmiştir. Geriye kalan her 3000
akçe için bir cebelü askeri beslenirdir.
Tımar sistemi ne zaman kaldıırlmıştır?
Tımar sistemi 2. mahmut döneminde kalıdırılmıştır.
Dirlik sisteminin yararları
1. Hazineden para ayrılmadan devletin asker ihtiyacı karşılanmıştır.
2. Devlet memurlarının maaşı karşılanmıştır.
3. Vergilerin toplanması kolaylaşmıştır.
4. Uygulandığı bölgede devlet otoritesi sağlanmıştır.
5. Bayındırlık işleri yürütülmüştür.
6. Üretimde süreklilik sağlanmıştır.
7. Eyaletlerde devlet otoritesinin artırılması sağlanmıştır.
Mukataa arazi
Geliri doğrudan devlet hazinesine ait olan topraklardır. Bu toprakların geliri iltizam yoluyla toplanırdı.
Paşmaklık arazi
Geliri padişahın eşine ve kızlarına bırakılan arazidir.
Malikhane arazi
Üstin hizmetlerine karşılık bazı devket görevlilerine verilen topraklardır.
Yurtluk arazi
Sınır boylarındaki askerlere, kasaba veya şehir memurlarına verilen arazidir.
Ocaklık arazi
Kale muhafızlarına ve tersane giderlerine ayrılan topraklardır.
Vakıf arazi
1. Geliri cami, medrese, bedesten, hastane gibi hayır kurumları için ayrılan topraklardır.
2. Devlet vakıf arazilerinden vergi almazdı.
Metru arazi
1. Devlete ait olup kamunun, belli bir veya bir kaç köyün ya da kasaba halkının yararlanması için terk olunmuş arazidir.
2. Genel olarak halkın yararlanmasına terk edilmiş bulunan yollar, meydanlar, namazgahlar; mesire, pazar, panayır yerleriyle köy
veya kasaba halkının istifadesine tahsis edilen baltalıklar, harmanlar, meralar, yaylak ve kışlak yerlerdir.
Mevat arazi
1. Hiç kimsenin mülkiyeti altında bulunmayan topraklardır.
2. Vasfından dolayı ziraate elverişsiz topraklardır.
3. İnsanların kullanmadıkları ve terk ettikleri topraklardır.
Mülk arazinin bölümleri
1. Öşüriyye arazi
2. Haraciyye arazi
Öşüriyye arazi
1. Mülkiyeti Müslüman halka ait olan topraklardır.
2. Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak "çift resmi", ürün vergisi olarak da "öşür" öderdi.
Haraciyye arazi
1. Mülkiyeti gayrimüslümanlara ait topraklardır.
2. Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak "ispenç (muvazzaf haracı)", ürün vergisi olarak da "haraç (mukassem haracı)"
 öderdi.
Bugünlük bizden bu kadar, Esenlikle kalın.

17 Ekim 2015 Cumartesi

Osman Bey Kimdir?

Merhaba arkadaşlar bu makalemizde osman bey kimdir ? , nerede doğmuştur ve nerelerde yaşamıştır gibi sorularınıza
cevap bulabilirsiniz.
Halk arasında Osman Gazi ve I.Osman adlarıylada tanınan Osman Bey, üç kıtayı egemenliği altına alan Osmanlı Devleti'nin
ilk osmanlı Padişahı ve aynı zamanda kurucusudur.
1258 yılında Söğüt'te dünyaya gelmiştir. Annesinin adı Halime Hatun, babasının adı ise Ertuğrul Gazi dir. Henüz 23
yaşındayken 1281 yılında Söğüt'te Kayı Boyu'nun yönetimine geçmiştir. Kayı Boyu'nu yönetmeye başlayan Osman Bey aynı
zamanda aşiretin önemli kişilerinden biri olan Ömer Bey'in kızı Mal Hatun ile evlilik yapmıştır. Bu evlilikten Osmanlı'nın
başına geçecek olan Orhan Gazi adında bir çocuk doğdu. Osman gazi bu evlilikten sonraki yaptığı evliliklerden olan
Ahi şeyhleri'nden Edebali'nin kızı Bala Hatun'dan da Alaeddin adında bir oğlu olmuştur.
Babası Ertuğrul Bey'in ölümü üzerine 1283 senesinde Anadolu Selçuklu Devleti'nin uçbeyi olan Osman Bey , Anadolu Selçuklu
Devleti'nin başına geçtikten sonra ilk işi Türkmen boylarını etrafına toplamak oldu. 1284 senesindeki ilk Osmanlı savaşı
olarak bilinen Bursa'nın İnegöl kazasına 10km uzaklıkta bulunan Hamzabey köyündeki Ermeni-Beli savaşında, Baykoca yani
Osman Gazi'nin yeğeni şehit düştü. Aynı sene içerisinde Osmanlı tarihinin ilk kale fethi olan Kulaca Hisar'ın fethi
gerçekleşti.
Osman Bey isyanlar,taht kavgaları ve kargaşalar içinde olan Bizans'ın durumuna bakarak, İmparatorluk üzerindeki faaliyetlerine
başladı. Eskişehir ve İnönü bölgelerini Osman Gazi'ye veren III. Alaüddin Keykubad'ın ardından İnegöl tekfuru(1291) ile
savaşan Osman Gazi, Karacahisar'ı alarak, Sakarya taraflarına akınlar düzenlemiştir ve amcası olan Dündar Bey'i Bizans'ın
Tekfurları ile ilişki kurduğunu öğrenerek 1298 yılınca amcasını öldürtmüştür. Beyliğinin başkentini 1288 de Bilecik'e taşıyan
Osman Gazi, birçok bilimci, tarihçiler tarafından Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş tarihi olarak kabul edilen 1299'da
''büyük uçbeyi'' oldu.
Bizans ile yapılan ilk savaş olarakda kabul edilen Koyunhisar Savaşı'nın kazanılmasının vesilesiyle, Osman Bey'in adı ve
Osmanlı Beyliği, Anadolu çapında büyük ölçüde tanınmış oldu. Dürüstlüğüyle, cesurluğuyla,mertliğiyle ün yapmış Osman Bey'in
Orhan Gazi,Pazarlı Bey, Çoban Bey,Hamid Bey,Alaeddin Ali Bey,Melik Bey,Savcı Bey adında yedi erkek çocuğu ve Fatma Hatun adında
birde kız çocuğu vardı.
 Bu olaylardan sonra sırasıyla ;
-Koyunhisar Savaşı'nın kazanıldığı tarih (27 Temmuz 1302)
-1303 de İznik kuşatıldı ve Marmaracık Kalesi fethedildi.
-1306 da Dinboz savaşı sonunda Kestel, Kete ve Ulubad kaleleri alındı
-1306 Osmanlı ilk askeri antlaşmasını imzaladı
-1308 yılında Karahisar'ın fethiyle,bölgenin ticari,sosyal merkezlerinden biri olan iznik ablukaya alındı.
-Mihal'in yardımlarıyla Lefke, mekece, Akhisar bölgeleri fethedildi.
-Osman Gazi 1315 senesinde Bursa'yı kuşattı ama başarısız oldu
-1317 yılında Akçakoca ve Kocaeli Osmanlı topraklarına katıldı
-1326 yılında Bursa'da Nikris hastalığından ölen osman Gazi'nin geriye bıraktığı mal varlığı, bir at zırhı,bir çift çizme,
bir kaç tane sancak, bir kılıç,bir mızrak,bir tirkeş,birkaç at,üç sürü koyun, tuzluk ve kaşıklıktan ibaretti.
-Günümüzde hala Osman Bey'in Türbesi Bursa'da dır.

Mutasyon Nedir?

Merhaba arkadaşlar  bugün sizlere mutasyon nedir ? konusunu küçük örnekler vererek ele alıcağız.
Canlıların genetik materyallerinde nesilden nesile gen aracılığıyla geçen ve kalıcı olabilen ani değişikliklere mutasyon denir. Dünyada görme ihtimalimiz az olan mutasyonlar organizmalarda zaman zaman ortaya çıkan genetik saplamalardır. Bazı mutasyonların nedeni beta ve gamma ışınları,x-ışınları,aşırı ısı,çeşitli maddeler ve zehirler'dir. Bilim adamları sun'i mutasyon'u meydana getirmek için en çok x-ışınlarını kullandıklarını dile getirmişlerdir.
Neredeyse bütün canlılarda genetik çalışma yapıldığında mutasyon'a rastlanmıştır. Mesela ;
Drosophila'nın 2.adıyla sirke sineğinin göz rengi koyu kırmızıdır. Fakat göz rengi genlerinin kontrol altına alıp oynanmasıyla göz renginin beyaz,pembe,turuncu ve kahverengi gibi renklerde yavrular ortaya çıkabilir. X-ışınlarıyla beraber sarı vücutlu beyaz gözlü, kıvırcık kanatlı mutantlar elde edilmiştir.
Mutasyonu sınıflandırmasını yapmamızı isterseniz
Mutasyon 2 ye ayrılır
1-Genişliğine göre mutasyonlar
2- Nokta mutasyonları

İnternetin Yeraltı Dünyası (Deepweb)

Merhaba arkadaşlar bilgiyetepki ekibi olarak bugün sizler için İnternetin Yeraltı Dünyası'nı araştırdık iyi okumalar.
Seviye 0 : Her insanınn, her kullanıcının rahatlıkla kullandığı internet.
Seviye 1 (Surface Web) : İnternetle uğraşan kişilerin ve kurumların kullandığı internet seviyesi.
Seviye 2 (Bergie Web) : FTP Server kullanmayı bilen , kilitlenmiş google sonuçlarına ulaşabilen , 4 Chan'dan, Freehive'den, RSC' den haberi olan kişilerin , kullanıcıların kullandığı internet.
Seviye 3 (DeepWeb) : İllegal olan her tür sitenin bulunduğu seviyedir. Arama motorları tarafından çoğu kez indekslenmezler. Pek çoğu sunucu kullanır. İçlerinde php kodlama sitelerde bulunur.
Yani bu seviyedekilere örnek vermek gerekirse;
İllegal araştırma sonuçları, hafif düzeyde illegal adult filmler, hacker grupları, virüsler, ünlülerin skandalları,üst düzeyde v.i.p dedikodular gibi örnekler verilir. Bu seviye genellikle illegal forumlar şeklinde görüntülenir.
Seviye 4 (Charter Web) : Kesinlikle kontrol edilemeyen seviyedir. Şu ana kadar ulaşılabilmiş en tehlikeli seviyedir. Bu seviyeye ulaşmanız için tor browser lar etkisiz kalır. "Closed Shell System" adı verilen özel bir ulaşma yöntemi vardır. Bu seviyede olanlara örnek vermek gerekirse;
Yapay zekalı ölüm makineleri, yapay zeka işlemcileri,GGGEQP işlemcileri, Tesla'nın planları
Kristalize güç kontrolörleri, hava durumunu değiştirebilecek cihazlar, gizli HAARP projeleri,süper zekalar vb şeyler örnek verilebilir.
Bu kategorinin yani seviyenin genelini bilimadamları oluşturur. Sitelerin tamamı kişisel sunucular ya da özel üretim gizli sunucular üzerindedir. Bu seviyede uygulanıldığında dünyayı değiştirecek ispatlanmış deneyler bulunur. Ulaşmak için normal bilgisayarlar ve ağlar yetersiz kalabilir.
Seviye 5 (Marianas Web) : Bu seviye hakkında fazla bilgimiz yoktur. Çünkü daha ulaşılamamıştır. Bu seviyeye ulaşmak için şu an kullandığımız teknoloji yetersizdir. Kuantum teknolojisi ile çalışan bilgisayarlara ve internetlere ihtiyacımız vardır. Bilinen en tehlikeli seviyelerden biridir. Adını ise dünyanın en büyük çukuru olan marianas çukurundan almıştır.
Seviye 6 : Bilinen en tehlikeli seviyedir. Hakkında fazla bilgi yoktur ve bilen kişi sayısıda azdır. Sınırları belirsiz ve sonu belli değildir. En gelişmiş teknolojiyle bile erişilememiştir.
Seviye 7 (The Fog/Virüs Soup) : 7.seviye savaş bölgesi olarak tabir edilir. Eğer birgün ulaşılabilirse herkes kendi için savaşacaktır. Amaç seviye 8 'e başka insanların çıkmasını engellemek.
Seviye 8 (The Primarch System) : Bu seviyeye direk erişim açık değildir. Ne bir hükümet veya organizasyonun ne de kimsenin tam olarak bilmediği bir Primarch Sistemi tarafından kontrol edilir. Bu sistem ilk olarak 2000'li yıllarda tesadüfen keşfedildi. Sistem tepkisiz ve tüm internete değiştirilemeyen rastgele komutlar göndermektedir. Bu seviye günümüz bilgisayarların kaldıramayacağı bir sistemle çalışır.